Akademisyen Çiğdem Bayraktar Ör hakkında, 29 Ocak Perşembe günü sosyal medya platformu X’te yayınladığı bir paylaşımda “Cumhurbaşkanına hakaret” suçlamasıyla İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından soruşturma başlatılmış, gözaltına alınarak adliyeye götürülen akademisyen Ör, çıkarıldığı mahkemede tutuklanmıştı. Ör’ün son durumu hakkında avukatı Hüseyin Ersöz, bir açıklama yaptı.
“İFADE HÜRRİYETİ YANINDA ÖZGÜRLÜK HAKKININ DA İHLALİ”
Ör’ün savcılıktaki savunmasının bir bölümünü de paylaşan Ersöz, şu ifadeleri kullandı:
“Müvekkilimiz Çiğdem Bayraktar Ör, X sosyal medya hesabında yaptığı bir paylaşım nedeniyle İstanbul Anadolu 1. Sulh Ceza Hakimliği kararıyla tutuklanmıştı. Bakırköy Kadın Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda 10’uncu gününü dolduran Çiğdem Ör’ün tutukluluğuna yapılan itiraz geçtiğimiz hafta ret kararıyla neticelendi. Çiğdem Ör’ün sosyal medya paylaşımının Cumhurbaşkanına hakaret suçunu oluşturduğunu söylemek mümkün değil. Zira, ancak ‘ağır eleştiri’ olarak kabul edilebilecek paylaşımın, tutuklama gibi bir tedbire gerekçe oluşturması, ifade hürriyeti yanında özgürlük hakkının da ihlali niteliğinde.
“TAHLİYE TALEBİNDE BULUNACAĞIZ”
Çiğdem Ör hakkındaki hukuki süreçte, tutuklama tedbirinin kaldırılması amacıyla önümüzdeki günlerde ‘tahliye talebinde’ bulunacağız. Bununla birlikte ifade hürriyeti ve özgürlük hakkına ağır müdahale oluşturan bu durumun tespiti için Anayasa Mahkemesi’ne ‘tedbir talepli’ bireysel başvuru yapmanın hazırlığındayız.
Siyasilere yönelik ağır eleştiri veya kaba söz olarak nitelendirilen düşünce açıklamalarına, daha fazla anlayış gösterilmesi gerektiği ve suç oluşturmayacağı, hem Yargıtay hem Anayasa Mahkemesi ve AİHM kararlarıyla ortaya konulmuş bir husus olarak karşımıza çıkıyor. Bu sebeple, sadece bir düşünce açıklamasına dayanan tutuklama tedbirinin ölçülü olmaması bir yana, ‘önce cezalandırılalım sonra yargılarız’ yakınmasıyla gündeme gelmesinin de haklı bir eleştiri olduğu kanaatindeyim.”
“HAKARETTE BULUNMADIM, ELEŞTİRİDE BULUNDUM”
Avukat Hüseyin Ersöz’ün paylaşımına göre Ör, savcılıkta şu savunmayı yaptı:
“Dosyada bana göstermiş olduğunuz tweetleri hatırlamıyorum. Sadece 29 Ocak 2025 tarihli tweeti hatırlıyorum. Ben yazdım ama son dönemde medyada yer alan haberlerden yazdım. Ben hesabıma birkaç aydır telefonumdan ve bilgisayarımdan giriş yapıyorum ancak şifresini dahi hatırlamıyorum. Ben kimseye hakaret etmedim. Medyada çıkan haberlerden yola çıkarak yazdım. Çünkü oğlumun arkadaşı aile ile birlikte Bolu ilinde meydana gelen yangında vefat etti. Çok üzgünüm onun için. Ben Cumhurbaşkanına veya makamına herhangi bir bakana ismen şahsını hedef alarak hakarette bulunmadım, eleştiride bulundum. Bu da yurttaşlık hakkım. Üzerime atılı suçlamayı kabul etmiyorum.”
